Giriş Yap "Enter"a basıp içeriğe geçin

Maria Montessori

BBC Maria Montessori Belgeseli (Bilim İnsanı)

Öğrencilik yıllarında pek çok zorluklarla baş etmek zorunda kalan feminist bir kişi idi. Babasının öğretmen olmasını istemesine rağmen Maria, kendi hayali ve isteği olan doktorluk mesleğini seçti. Ancak yine önünde büyük engeller vardı.

O dönemde kadınların eksik beyinli olduğuna ve kadınların tek görevinin ev ile ilgilenip çocuk yapmak olduğuna inanılıyordu. Bu yüzden tıp  okullarına yalnızca erkek öğrenciler gidiyordu. Belirlenen bu katı toplum kurallarını Maria Montessori yıktı ve tıp okulunda eğitim görmeye başladı. Sınıf arkadaşları ve çevresinden büyük tepkiler topladı. Bir  gün mücadele gücünün azaldığını hissetti ve okulu bırakmak istedi.Sokakta gördüğü bir çocuk sefalet halde elinde kırmızı bir kağıt parçasına odaklanmış  onu öğrenmek istiyordu. Maria bu olay karşısında çocuğun ne kadar kötü şartlara sahip olmasına rağmen öğrenmeye aç olmasını gördü ve kendisine olan güveni geri geldi.

Okuluna daha çok sarılıp 1890 yılında İtalya’daki ilk kadın doktorlardan biri oldu. Peşpeşe gelen başarıların ardından Maria ilgisini kadın  haklarına yöneltti. Bulunduğu dönemde kadınlar.ikinci sınıf vatandaş konumundaydı. Bu yüzden kadın hakları konusunda bir çok yerde öncülük yaptı. Maria katıldığı konuşmalarında tek bir yazılı metne bağlı kalmadan akıcı ve anlamlı konuşmalar sergiliordu. Daha sonra Maria, Roma’ ya  döndüğünde akıl hastanesinde göreve başladı. Bu akıl hastanesinde küçük yaşta ve zeka problemleri olan çocuklar bulunuyordu. Oradaki çocuklar sefalet içinde ve toplumdan soyutlanmışlardı. Maria bu durumu düzeltmeyi ve her çocuğu sosyal hayata nasıl kazandırılabileceğini düşündü. Ve çocukların potansiyellerinin ortaya çıkacağına inanıyordu.

Bir zaman sonra zihinsel problemleri olan çocuklara özel eğitim veren bir okulda göreve başladı. Görevi sırasında bu çocukları iyi analiz etmeye ve onlarla  iletişim kurmaya çalıştı. Onlara  basit oyuncaklar vererek zihinlerinin canlanmasını istedi. Sonuç çok iyiydi. Maria bu sırada çok cesurca bir şeye de kalkıştı. Okuldaki zihinsel engelli  çocuklardan bir kaçını italyan devlet okulu  sınavlarına geçirdi. Bunu yaparken yetkililere onların akıl hastanesinden geldiklerini belirtmedi. Ve o çocukların bazıları sınavları derece ile geçti.

Çocuklarınıza Kalıpların Dışında Eğitim Vermeniz Mümkün

Maria yaşananlara bu kez bambaşka bir göz ile baktı. Ve tüm zihinsel yetilere sahip olan çocukların, problemli çocuklardan nasıl geriye düştüklerini merak etti. 1906’da Maria eğitim teorilerini denemeye fırsat buldu. Projesine ‘Çocuk Evi’ adını verdi. O dönemde çocukların boş bir levha (tabula rasa) olduklarına inanılır  ve  bilgiler bu levhalara aktarılırken  çocuklar sadece  dinler anlayışı hakimdi. Ancak Maria bunun hiç de böyle olmadığını aksine  çocukların içinde bilgilerin varlığını ve çocukların en çok  yaparak yaşayarak  kalıcı öğrenme  sağladıklarını gördü.

Maria oluşturduğu eğitim ortamını, öğrenciye uygun , öğrencinin serbest olabileceği şekilde düzenledi.  Yaptığı bir deneyde kız çocuğuna nesne verdi. Kız verilen nesneyi öğrenmeye çalıştı. Kız o kadar odaklanmışdıki  etrafındaki hiçbir sesten etkilenmedi. Nesneyi öğrenmeye devam etti.Maria çocukların doğuştan bir düzen hayranı olduklarını gördü. Yaptığı gözlemlerin en çarpıcı olanı, çocukların organize edilmeden okumayı öğrenmesi oldu. Maria çocuklara harfleri zımparalı kağıt kullanarak ve aynı anda harfi seslendirerek çocuklara hissettirmeyi istedi. Çocuklar, sözcüklerden,konuşmalardan  aşina oldukları bu  harfleri çabucak öğrenip. Okumayı yazmayı öğrendi. Bu olay tüm dünyada yankılandı. Maria, ‘Maria Montessori Yöntemi’ adlı kitabını  çıkardı ve hayatını bu yöntemi geliştirmeye adadı. Çıkan savaşlar bile Maria’yı engelleyemedi.

Maria Montessori ;

’Bana Bakmayın. Benim Gösterdiğim Yere Bakın’

Maria Montessori
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir